İkinci Trump Döneminde Korumacılık ve Küresel Ekonomik Etkileri

Blog Image
İkinci Trump dönemindeki korumacılık uygulamalarının küresel ekonomik etkileri ve büyüme modellerinin evrimi üzerine derinlemesine bir analiz sunulmaktadır.

İkinci Trump Döneminde Korumacılık ve Küresel Ekonomik Etkileri

Geçtiğimiz haftaki yazıda, İkinci Trump dönemindeki korumacılık uygulamalarının hangi tarihsel arka plan çerçevesinde hayata geçtiğine değinmiştim. Bu yazıda, korumacılık önlemlerinin uygulanması durumunda ortaya çıkacak küresel yeniden yapılanma üzerinde durulacaktır. Trump başarılı olursa ne olur sorusuna yanıt arayacağız.

Büyüme Modellerinin Evrimi

Büyüme modellerinin küresel etkileşimi açısından korumacılık uygulamalarının değerlendirilmesi önemlidir. ABD, tipik olarak borç-çekişli ve iç talebe dayanarak büyüyen bir ülke olarak kategorize edilir. 1970’lerden sonra uygulanan neoliberal politikalar, emeğin örgütsel gücünü geriletmiştir. Bu durum, reel ücretlerin dondurulmasına yol açmıştır.

Günümüzde, ücretlerin baskılandığı bir ortamda ekonomik büyümenin sağlanmasının iki temel yolu bulunmaktadır. İlki, ihracata dayalı bir büyüme modeli kurmaktır. İkincisi ise, borçlanma olanaklarının artırılması yoluyla iç talebin canlandırılmasıdır. Bu iki yol, 1980’li yıllardan itibaren büyüme modellerinin şekillenmesinde etkili olmuştur.

Uluslararası Siyasal İktisat Boyutu

ABD’nin uluslararası siyasal iktisat yaklaşımından hareketle değerlendirilmesi gerekmektedir. ABD, kendi parası dünya parası olan bir hegemonik güç durumundadır. Bu özellik, ABD’nin büyüme modelinin şekillenmesinde kritik bir rol oynamıştır. Borç-çekişli ve iç talebe dayanan büyüme modelleri günümüzde yaygın olsa da, ABD kadar dayanıklı olanı pek azdır.

Örneğin, Türkiye de benzer bir büyüme modeline sahiptir. Ancak Türkiye ile ABD arasında önemli bir fark bulunmaktadır. Türkiye için ödemeler dengesi krizi bir risk iken, ABD için böyle bir kriz söz konusu değildir. ABD, iç ve dış borçlarını kendi parasıyla ödeyebilmektedir.

ABD Büyüme Modelini Değiştirirse Ne Olur?

İkinci Trump döneminde uygulanan korumacı uygulamalar, ABD’nin büyüme modelini değiştirmeyi amaçlıyorsa, bunun sonuçları ABD dışındaki ülkeler için önemli olacaktır. Dış ticaret açığının kapanması, başta Çin, Japonya ve Almanya gibi sanayileşmiş ülkelerin büyüme modellerinde değişiklik gerektirecektir.

Kısa dönemde korumacılık önlemleri, dünya ekonomisindeki belirsizlikleri artırmaktadır. Bu durum, yatırım fonlarının ‘güvenli liman’ olarak ABD’ye yönelmesine yol açmakta ve doların değer kazanmasına neden olmaktadır. Ancak bu, dış ticaret açığının sürmesine yol açabilir.

Uzun Dönemli Etkiler

Uzun dönemde korumacılık politikasının başarılı olduğunu varsayalım. Bu durumda, ABD’nin net ihracatçı olduğu bir dünya ortaya çıkacaktır. Ancak bu, ABD dışındaki ülkelerin ellerinde biriken doların azalmasına neden olacaktır. Bu durum, doların egemenliğinin aşınmasına yol açabilir.

Sonuç olarak, üretim alanındaki gerilemesini durdurmak için yola çıkan hegemonik gücün, finansal alanda da gerilemesi söz konusu olabilir. Önümüzdeki haftalarda, konunun farklı boyutlarını tartışmaya devam edeceğim.